19 Ağustos 2025 Salı

NAVARİN KATLİAMI

19 Ağustos 1821
‎Navarin: Sessizliğin Çığlığı
‎1821 yılının yazı… Mora’nın güneyinde, denizin koynuna yaslanmış bir şehir: Navarin. Osmanlı’nın asırlık gölgesinde huzurla yaşayan Müslüman Türk halkı, bir sabah vakti, tarihin en karanlık günlerinden birine uyanır.
‎Yunan isyanı büyümüş, şehir kuşatılmıştır. Günlerce süren açlık, susuzluk ve çaresizlik içinde Navarin’in Türkleri, teslim olmayı kabul eder. Onlara söz verilir: “Size dokunulmayacak. Mısır’a güvenli geçiş sağlanacak.” Ama söz, eman değil; tuzaktır.
‎Kapılar açıldığında, merhamet değil kin girer içeri. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar… Silahsız, savunmasız, sadece Allah’a sığınmış bir halk… Denize kaçanlar vurulur. Bebekler annelerinin kollarından alınır, kayalara çarpılır. Küçük çocuklar, dalgaların koynuna atılır. Navarin, bir anda kanla boyanır. Deniz, gözyaşıyla kabarır.
‎George Finlay’ın yazdığı gibi: “Hiçbir yaş, hiçbir cinsiyet, hiçbir masumiyet onları koruyamadı.”  
‎Navarin’de 3.000 Müslüman Türk, sadece kimlikleri yüzünden katledildi. Bu, bir savaş değil; bir soykırımdı.  
‎Ve bu katliam, Müslüman Türk tarihinin unutulmaz yaralarından biri olarak yüreğimize kazındı.
‎Ama biz unutmadık.  
‎Navarin, sadece bir şehir değil artık.  
‎Navarin, sabırdır.  
‎Navarin, şehadettir.  
‎Navarin, emanete sadakatsizliğin adıdır.
‎Dualarla Bitirelim
‎Ey Rabbimiz…  
‎Navarin’de şehit düşen masum kullarına rahmet eyle.  
‎Onların uğruna can verdiği iman bayrağını bizlere emanet kıldın, taşıyabilmeyi nasip eyle.  
‎Zulmün karşısında dimdik duranlardan, mazlumun yanında saf tutanlardan eyle bizleri.  
‎Tarihimizi unutmayan, unutturmayan, unutturmak isteyenlere karşı direnenlerden eyle.  
‎Navarin’in sessiz çığlığını, kalbimize mühürle Ya Rab…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CUMA MESAJI