Hunlar ve Göktürklerle benzer şekilde Uygurlar da bir Türk kavmidir. Uygurlar daha önceki Türk kavimlerinden farklı olarak kültürel ve medeni hayata dair faaliyetleriyle ön plana çıkmış ve 744-840 yılları arasında hüküm sürmüşlerdir. Uygurların kurucusu Kutluk Bilge Kül Kağan’dır. Uygurların ilk başkentleri Ötüken iken daha sonra ise Ordu Balık şehri merkez olmuştur. Bilge Kağan’ın ölümünün ardından yerine oğlu Moyunçur geçmiş ve 747-759 yılları arasında görev yapmıştır. Uygurlar IX. Yüzyılda Maniehizmin de etkisiyle gerilemeye başlamış, 841 yılında yıkılmış ve İç Asya’ya göç etmeye başlamıştır (Ögel, 2014:375-392).
Uygurların yanı sıra Orta Asya’daki diğer Türk devletleri ise Avarlar, Bulgarlar, Hazarlar, Macarlar, Peçenekler, Kumanlar (Kıpçaklar), Oğuzlar (Uzlar), Sabarlar (Sabirler), Türgeşler, Karluklar ve Kırgızlar’dır.
Her coğrafyada, her dönemde, her kıtada Türk vardır. Her milletin tarihi kaynaklarında Türklerle ilgili bilgi ve belgeler yer almaktadır. VI. Yüzyılda yaşayan Süryani Tarihçi Efesli Johan Bizansla ilgili bilgi verirken Göktürklerden ve Avarladan bahsederken Onların doğru ve düzgün insanlar olduğu bilgisini sunmuştur.
İslamiyetten sonra kurulan büyük devletlerden olan Selçuklu ve Osmanlı devletini de hesaba kattığımız zaman tarihi derinlikleri daha iyi anlamış oluruz. Bugün dünyanın her yerinde mutlaka bir Türke bir Türk köyüne rastlarsanız hiç şaşırmayın. Türkü tarih kitaplarından çıkardığın zaman Dünya tarihini yazamazsınız. Ortaçağ olmaz, coğrafi keşifler olmaz, Rönesans bile yaşanmamış olurdu.
Türkler tarihsel süreç içerisinde bir çok devlet kurmuş, büyük toprakları ve ülkeleri yönetmiştir. Bu süreç içinde 16 tane büyük devlet kurmuş, dünyaya nam salmıştır. Küçük devletler de eklendiği zaman sayısız devlet kurduğu anlaşılacaktır. Yaşam tarzının etkisiyle savaşçı özellikleriyle bilinir. Türkler, Atı kullanarak hızlı hareket eden süvari birlikleri kurmuş, demir ile sağlam kılıçlar yapmış, profesyonel ordu sistemi kurmuş, zamanın çok ötesinde savaş taktikleri kullanmış büyük bir millettir. Metehan, ıslık çalan oku bizzat kendi icat etmiştir. Osmanlılarda da kullanılan bu ok ile düşman afallamış ne yapacağını şaşırmıştır. İçinde yaşadığı dönemin teknolojisine hükmeden Türkler, her zaman güçlü devletler kurmuş, en korkutucu devletleri hezimete uğratmıştır.
Bugün de bize düşen görev, zamanımızın teknolojilerine sahip olmak ve sürekli yerli üretime odaklanmaktır. Tarih sayfalarında ordusunu güçlendiren komutanların destan yazdığını görebilirsiniz. İstanbul’un fethi 1453 yılında yapılmadı; İstanbul’un yıkılmaz denen surlarını yıkacak topların yapımıyla başladı. Bugün de güçlü olmak için en iyi savaş uçakları, en iyi hava savunma araçları, füzeleri, savaş gemileri yapılmalıdır. Güçlü ordu kurmadan tarih yazılamaz. Günümüzde devletimizin gece gündüz gelişmiş savaş aletleri üretmesi takdir edilecek konular arasındadır. Savaş uçağından füzesine, savaş gemisinden sihalara varana kadar…hepsi de büyüyen Türk Devletinin ayak sesleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder